Çeşit | Barış Antlaşması |
İmzalanma Tarihi | 17 Mayıs 1639 |
Yer | Kasr-ı Şirin |
İmzacı devletler | ![]() ![]() |
Dilleri | Osmanlıca, Farsça |
16. yüzyıldan itibaren Osmanlı için Doğu sınırında tehdit oluşturmaya başlamış Safevi Devleti’ne karşı kazanılmış kesin bir zafer olarak adlandırılan Kasr-ı Şirin Antlaşması; aynı zamanda da Türkiye Cumhuriyeti’nin doğu sınırlarını belirleyen antlaşma olarak hala yürürlüktedir. Bağdat Seferi sonrasında imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması Osmanlı’nın Duraklama Dönemi’nde yer alan başarılarından bir tanesi olarak da tarihçiler tarafından belirtilmiştir.
1. Murat devrinde gerçekleştirilen Bağdat Seferi esnasında belli bir yol haritası belirlenmiş; bu doğrultu sayesinde de sırasıyla Konya, Adana, Halep, Urfa, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, Hakkâri, Musul ve Kerkük rotasında ilerledi. 8 Mayıs 1638 yılında Üsküdar’dan yola çıkan 4. Murat komutasındaki Osmanlı ordusu, 197 gün sonunda Bağdat’a ulaştı. 15-16 Kasım tarihinde Osmanlı ordusu Bağdat’ı kuşattı.
Bağdat Kuşatması sırasında yapılan kanlı çarpışmalar sonrasında Osmanlı ordusunun kumandanı olan Sadrazam Tayyar Paşa genel bir hücum sonrasında şehitlik mertebesine erişti. 40 gün süren kale kuşatması sonrasında da Bağdat Kalesi’nin kumandanı olan Bektaşhan teslim olmak için elçi gönderdi. Bu durumun üzerine Bektaşhan davet edilerek kalenin teslim şartları görüşüldü.
Görüşmeler sonrasında Bektaşhan affedildi. Bektaşhan’ın affedilmesinin yanı sıra İran ordusunda yer alan askerlerin ister Bağdat’ta kalabileceği isterlerse de yurtlarına geri dönebileceği söylendi. Şartların kabul edilmesinden sonra Osmanlı ordusu Bağdat’a girerek; kuşatmadan olumlu sonuç aldı. Bağdat’ın alınmasından sonra bir miktar İran kuvveti Narin Kalesi’nde direnç göstermeye çalışsa da başarılı sonuçlar alamadı.
Bağdat Kalesi’nin alınmasından sonra 4. Murat’ın emriyle derhal tamirat işlemleri başlatıldı. Aynı zamanda da Kasr- Şirin Antlaşması ile Osmanlı- Safevi arasında bir mutabakat imzalandı. Bağdat Seferi’nin sonrasında beylerbeyi sıfatı ile Bağdat’a Yeniçeri Ağası Hüseyin Bey tayin edildi.
Kasrı Şirin Antlaşması Süreci
Barış müzakereleri kapsamında yapılan söz konusu antlaşma bu sebepten dolayı bazı kaynaklarda Zühâb Antlaşması olarak da kendine yer bulmaktadır. Antlaşma sürecine Safevi devleti adına şah başvekili Saruhan ile baş elçisi Şemseddin Muhammed Kulı katıldı. Osmanlı Devleti’nde ise anlaşmada Sadrazam Kara Mustafa paşa yer almıştır. 14 Mayıs 1639’da bir araya gelen heyetler üç günlük müzakereler sonrasında da karar birliğine vararak; antlaşmayı imzalamışlardır.
Kasrı Şirin Antlaşması Maddeleri ve Önemi
- Bağdat, Basra ve Şehrizor Osmanlı topraklarına katıldı.
- Revan Safevilere bırakıldı.
- Safevilerin Irak, Kars, Van ve Ahıska bölgelerinde gerçekleştirdiği tacizlere son verildi.
- Safevi ve Osmanlı arasında var olan sınır sorunu tamamıyla çözüme kavuştu.
Kasrı Şirin Antlaşması’nın Ekonomik Sonuçları
Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Osmanlı büyük oranda fayda sağlamaya başlamıştır. Bağdat’ın önemli bir ticaret merkezi olmasından dolayı; Osmanlı topraklarına girecek olan ürünlerden kalacak olan vergiler tamamen Osmanlı hazinesine aktarılacaktı. Ticaret yolları için önemli bir merkez olan Bağdat üzerinden Anadolu’ya aktarılan mamuller için ekstra ücretler ödemeyecek olan Osmanlı halkı; ekonomik olarak daha da rahatlayabilecektir.
Kasrı Şirin Antlaşması’nın Yenilenmesi
2. Kasr-ı Şirin Antlaşması ilk olarak 1746 yılında Nadir Şah ile yapılan Kerden Antlaşması adı altında yenilendi. 1823 ve 1847 yıllarında gerçekleştirilmiş olan Erzurum Antlaşmaları ile de Osmanlı’nın doğu sınırı tamamen çözümlenmiş oldu. Osmanlı – Safevi anlaşmazlığına kesin olarak son verilirken, Osmanlı’nın Basra Körfezi üzerindeki hâkimiyeti de Safeviler tarafından da tanınmış oldu. Bu anlaşmalar sonucunda da Safevi Devleti’ne Revan ili bırakıldı.
Faydalı Olabilecek Bağlantılar
harika içerikler üretiyorsunuz. Safeviler ile ilgili güzel bir içerik.
umarım yeni dönemde Türk İran ilişkilerin bu anlaşmada bir düzenleme olmaz